Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
MİRASIMIZ
SİMGE HALİNE GELMİŞ BİR OTOMOBİLİN YARATICISI: ALEC ISSIGONIS.
MINI’NİN KURUCUSUNUN HAYATINA KISA BİR BAKIŞ.
Yenilikçi, benzersiz ve simge haline gelmiş bir otomobil. MINI, mucidi Alec Issigonis sayesinde 1950’lerin sonunda tasarımı ve epeyce küçük boyutuyla heyecan yarattı. Bu noktaya ulaşmak hiç de kolay olmadı. Ancak bu hikayenin de kanıtladığı gibi hayat karşınıza engeller çıkarsa bile hayallerinizden asla vazgeçmeyin.
Alec Issigonis (Sir Alexander Arnold Constantine Issigonis) İzmir’de doğdu. Başarılı ve varlıklı bir gemi mühendisi olan babası Yunan kökenliydi fakat İngiliz pasaportu taşıyordu. Annesi Bavyeralı’ydı. Tüm İngilizler ülkeden sürüldüğünden aile 1922 yılında İngiltere’ye gitmek üzere Türkiye’den ayrıldı. Ancak babası deniz yolculuğunu tamamlayamadı.
Issigonis erken yaşta otomobil mühendisi olmayı hayal etti. 1925-1928 yılları arasında Londra’da Battersea Polytechnic’te mühendislik okudu. Teknik çizim konusunda ustalaştı ancak matematik sınavında üç kez başarısız oldu. Diplomasını almayı başardı ancak ileri eğitim almasına izin verilmedi.
1928’de ilk olarak Londra’daki bir mühendislik firması olan Gillett’in tasarım ofisinde çalıştı. 1934’te Issigonis, çalışmak üzere Coventry’deki Humber Ltd çizim ofisine davet edildi. Bu sıralarda bir arkadaşıyla birlikte özel bir kısa mesafe yarış otomobili yapmaya başladı.
30 yaşındayken Morris Mühendislik Departmanı’nda çalıştı ve ilk başarısını Morris Minor’ın üretilmesiyle kutladı. Morris ve Austin 1952 yılında British Motor Corporation’ı oluşturmak üzere birleştiğinde Issigonis şirketten ayrılmaya karar verdi. Daha sonra Avis’e geçerek lüks sedan otomobilin geliştirilmesinde çalıştı ancak proje maliyeti nedeniyle sonlandırmak zorunda kaldı. Issigonis bunun ardından British Motor Coperation’a geri döndü ve o dönem yaşanan birçok politik faktörün de etkisiyle büyük buluşunu gerçekleştirmeye yöneldi.
PETROL KRİZİYLE ATEŞLENEN FİKİR.
İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere önemli bir petrol kaynağı olarak hizmet eden Süveyş Kanalı'nı kontrol ediyordu ancak bu durum 1956’daki Süveyş krizi ile değişti. İngiliz hakimiyetinin kaybedilmesi politik bir yenilgiyle birlikte bir petrol krizine de neden oldu.
Alec Issigonis için bu kendisini kanıtlama fırsatıydı. Görevi içi geniş dış boyutları minimum seviyede, dört kişilik, mükemmel sürüş karakterine sahip, üstün yakıt ekonomisi sunan ve uygun fiyatlı bir otomobil üretmekti. İşte tam da bunu başardı. Bunun sonucunda ekonomik bir otomobilden daha fazlasını yarattı.
Mini kısa süre içinde bir ekol haline geldi ve kendisine dünya çapında tutkulu hayranlar edindi. Uzun yıllar sonra devasa gelişmelere rağmen otomobil ilk cazibesinden hiçbir şey kaybetmedi. Peki Alec Issigonis? Tarihe Mini'nin babası olarak geçti ve hizmetleri dolayısıyla asalet unvanına layık görüldü.