Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
07 HAZİRAN 2022
MINI RECHARGED VE PAUL SMITH: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN IŞIĞINDA YENİDEN KEŞFEDİLEN BİR İKON
1998 MINI Paul Smith Edition koleksiyonundan klasik bir Mini’yi dönüştüren İngiliz tasarımcı, bu süreç içerisinde klasik otomobili adeta yeniden keşfediyor. Özelleştirilen otomobil, orijinal modellere elektrikli motor yerleştirerek gelenekleri öncü teknolojiyle birleştiren MINI Recharged projesinin bir parçasını oluşturuyor. İkon haline gelmiş tasarımcının mutfağından çıkacak bu benzersiz otomobil, 2022 yılının Haziran ayında Milano’da düzenlenecek Salone del Mobile 2022 etkinliği kapsamında dünyada ilk kez görücüye çıkacak.
Münih/Milano. İleri dönüşüm konseptinin üst düzey bir örneği: Efsaneleşmiş bir klasik, emisyonsuz sürüş için yeniden tasarlanıp modernize edilerek elektrikli bir otomobile dönüşüyor. Bu iş birliğinin arkasındaki kreatif zeka, 50 yıldan uzun süredir piyasada varlık gösteren ikonik İngiliz markasına gönül verenlerin oldukça yakından tanıdığı Paul Smith’ten başkası değil. Milano’da düzenlenecek Salone Del Mobile 2022 etkinliği kapsamında görücüye çıkacak olan bu sürdürülebilirlik projesi, Paul Smith ile MINI Tasarım Başkanı Oliver Heilmer’a otomotiv tasarımında sürdürülebilir yaklaşımlar konusundaki fikirlerini dile getirmek için mükemmel bir fırsat sunuyor.
Radikal şekilde sadeleştirilmiş sürdürülebilir bir konsept otomobil olan MINI STRIP’in, geçtiğimiz yaz Münih’te düzenlenen IAA motor fuarı kapsamında Paul Smith tarafından tanıtılmasından bu yana yalnızca bir yıl geçti. Paul Smith’in yeni MINI Recharged modeli ise bu fikri tekrar ele alıp sürdürülebilir tasarımın sunduğu olasılıkları keşfediyor. Otomobili mükemmel şekilde tanımlayan üç şeyin kalite, sürdürülebilirlik ve işlevsellik olduğunu söyleyen tasarımcı sözlerine,
“Bu otomobil aynı zamanda geçmişe de saygı gösteriyor” diyerek devam ediyor. Türünün tek örneği olan bu otomobil ile Paul Smith, kendisini 20 yıl önce MINI markasına bağlayan çok daha eski bir projenin sayfalarını da yeniden açmış oluyor. Tasarımcı, 1998 yılında yalnızca 1800 adet üretilen MINI Paul Smith Edition’ı yaratmış, bu benzersiz serinin prototip modeli ise Paul Smith’in en sevdiği gömlek tasarımlarından birine ait kumaş numunesinden alınan ilhamla parlak mavi renge boyanmıştı. Yeni model ise bu özgün ve akılda kalıcı renk tonunu korurken limon yeşili pil kutusuyla 1990’lı yılların renk temalarını hatırlatıyor. Bununla birlikte otomobil, yeniden ele alınan tasarıma rağmen orijinal ruhunu koruyor.
Proje aynı zamanda markanın mirasına ve zamansız tasarım anlayışına, özellikle de ilk Mini’nin yaratıcısı Sir Alec Issigonis’in ikonik çalışmasına duyduğu saygı ile öne çıkıyor. Smith, konu hakkındaki düşüncelerini “Yaşlı teyzenizin dairesine taşındığınızda ona duyduğunuz saygıdan ötürü her şeyi baştan aşağı değiştirmeseniz bile bazı modern dokunuşlarda bulunursunuz” diyerek açıklıyor. Klasik Mini, Sir Alec Issigonis tarafından 1959’da yaşanan petrol krizine bir yanıt olarak tasarlanmıştı. Otomobilin arkasında yatan ve onlarca yıl boyunca milyonlarca insanın tercihini Mini’den yana kullanmasına önayak olan “minimum yakıt tüketimi-maksimum kullanım alanı” konsepti, MINI’nin günümüzdeki başarısında da pay sahibi.
MINI Strip’in radikal şekilde sadeleştirilen sürdürülebilir konseptinin yeni tasarımın iç mekanında da devam ettiğini görüyoruz. Kaplama/süsleme parçaları bilinçli bir şekilde elimine edilirken iç tasarımı kaplamasız taban sacıyla çıplak gövde ve geri dönüştürülmüş kauçuk malzemeden üretilen zemin paspasları domine ediyor. Paul Smith’in tasarımı, kaynak tasarrufu sağlayan yenilikçi malzemelerin kullanımına ek olarak diğer bölümlerdeki gereçleri de dışarda bırakıyor. Bu kapsamda, direksiyonun hemen yanındaki mıknatıs, hız göstergesi hariç ön paneldeki neredeyse tüm eski düğmelerin ve fonksiyonların yerini alan akıllı telefon için bir tutucu görevi üstleniyor. Bu özel modelin otomobile binmeyi ve otomobilden inmeyi kolaylaştırmak için tamamen çıkarılabilen direksiyon simidi hem yenilikçi bir çözümü temsil ediyor hem de Paul Smith ile özdeşleşmiş nükteli tasarım dilinin mükemmel bir örneğini sergiliyor.
Otomobili anlatırken 1990’lı yıllara ait bir modeli baştan aşağı günümüze uyarladıklarını söyleyen tasarımcı, sözlerine şöyle devam ediyor: “Fikir üretmenin zor olmadığını düşünüyorum. Fikirleri baktığınız her yerde bulabilirsiniz. Asıl önemli olan, bu fikirleri pratiğe dökebilmek. Bu çalışmada bunu başardığımıza ve bir rüyayı gerçeğe dönüştürdüğümüze inanıyorum.” Bu rüyanın gerçeğe dönüşmesinde pay sahibi olan diğer kişiler arasında “Recharged Heritage Limited” mühendisleri de yer alıyor. Bu yeni MINI ortağı, klasik Mini’nin 72 kilovatlık bir elektrikli motor sayesinde emisyonsuz bir otomobile dönüşmesinden sorumlu. MINI markası, tamamen elektrikli MINI Cooper SE’nin (ortalama güç tüketimi: WLTP’ye göre 17,6 – 15,2 kWsa/100 km; ortalama CO2 emisyonu: 0 g/km) yanı sıra plug-in hybrid sisteme sahip MINI Cooper SE Countryman (ortalama yakıt tüketimi: WLTP’ye göre 2,1 - 1,7 l/100 km, NEDC’ye göre 2,1 - 1,9 l/100 km; ortalama elektrik tüketimi: WLTP’ye göre 15,5 - 14,8 kWsa/100 km, NEDC’ye göre 14,8 - 14,1 kWsa/100 km; ortalama CO2 emisyonu: WLTP’ye göre 47 - 39 g/km, NEDC’ye göre 48 - 44 g/km) ile halihazırda yerel emisyonsuz sürüş keyfini mümkün kılan seri üretim modelleri sunuyor ve aynı zamanda tamamen elektrikli bir geleceğe hazırlanıyor.
Bu eşsiz tasarımı Milano’daki Salone del Mobile 2022 etkinliğinde sergilemek üzere “Paul Smith showroom”, MINI Recharged by Paul Smith’in çarpıcı renkleri kullanılarak tasarlanacak. Salone del Mobile etkinliği kapsamında, ziyaretçiler hem yeni tasarlanan modeli hem de geçen senenin MINI STRIP modelini kendi gözleriyle görme fırsatına sahip olacak.
MINI Recharged projesi ve yeni ortağımız “Recharged Heritage Limited” hakkında daha fazla ayrıntıyı yakında paylaşacağız.