Yeni modeller ve yeni yöntemler. MINI’nin bir sonraki nesli efsanevi go-kart hissini bir sonraki sürdürülebilir ve elektrikli seviyeye taşıyor. Sevdiğimiz performans ise değişmeden kalıyor. Bunun ardındaki teknoloji her geçen gün daha akıllı ve daha temiz hale geliyor. Burada yeni elektrikli yaşam tarzını benimsemenin avantajlarını keşfedebilir, ne kadar tasarruf edeceğini, ne sıklıkta şarj etmen gerekeceğini ve elektrikli sürüşün ne kadar kolay olabileceğini öğrenebilirsin.
Soğuk hava, elektrikli otomobil batarya menzilini geçici olarak %15-20 oranında azaltabilir. Ancak günümüzde çoğu elektrikli otomobiller zaten yaklaşık 250-300 km menzile sahiptir. Günlük kullanım için fazlasıyla yeterlidirler. Ayrıca, tasarımları sayesinde kış aylarında düşündüğünden çok daha verimlidirler. Bataryanın alçak konumu ve buna bağlı düşük ağırlık merkezi sayesinde, karlı havalarda geleneksel araçlara kıyasla daha iyi performans gösterebilirler. Soğuk havalarda en iyi önlem, tamamen elektrikli MINI’nin bataryasını %20’nin altına düşürmemektir. Bu, batarya çok soğuk olduğunda ve şarj işlemini başlatmak için depolanmış enerjiden çekmeye ihtiyaç duyduğunda bir rezerv görevi görür. Ayrıca, verimli şarj için bataryanın belirli bir sıcaklık aralığında olması gerekir – ideal olarak 15-25°C. Dışarısı çok soğuksa, daha hızlı şarj olabilmesi için önce bataryanın ideal sıcaklığa ulaşması gerekir. Bu yüzden, mümkünse MINI'ni bir garajda tutarak dış sıcaklıktan daha az etkilenmesini sağlayabilirsin.
Altyapı kapasitesi çoğu insanın düşündüğü kadar büyük bir sorun değildir. Şimdiye kadar AB’de elektrikli otomobillerin pazara sunumu son derece öngörülebilir seviyedeydi ve elektrik şebekesi buna paralel olarak sürekli geliştirildi. Bu nedenle, yakın gelecekte yeni elektrik üretim kapasitesine duyulan ihtiyaç oldukça düşük. Elektrik şirketlerinin gelecek için plan yapma imkanı oldu. Tabii bu durum ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilir. Örneğin güçlü elektrik şebekesi ve elektrikle ısıtma zaten kullanıldığından Kuzey Avrupa’da bu konuda problem öngörülmemektedir. Avrupa'nın diğer yerlerinde tek fazlı elektrik sistemleri ve daha eski yapılar nedeniyle bu değişim daha zordur. Ancak bu konu hızla ele alınıyor. Aslında, bu sorunun “beklenmedik” bir yönü var; elektrikli araçlar enerji sistemine önemli bir esneklik sağlayabilir. Şebekenin veya kapasitenin dengesine tehdit oluşturmak yerine elektrikli otomobiller tekerlekli büyük batarya görevi görüyor. Enerjinin depolanmasını ve daha sonra kullanılmasını mümkün kılıyorlar. Birkaç yıl içinde bir araya getirilmiş rezervler şeklinde elektrikli otomobil şarj cihazlarından oluşan bir havuza sahip olacağız.
Elektrik motorları, içten yanmalı motorlara göre daha az hareketli parçaya sahiptir. Elektrikli otomobillerin bakımının maliyeti daha düşüktür. Özellikle periyodik bakım konusunda içten yanmalı motora sahip otomobillerle kıyaslandığında daha az maliyetlidir. Bakım maliyeti avantajının yanı sıra, evde şarj ederek yürütme maliyeti daha da düşürebilirsin. Bununla birlikte, elektrikli araç sahipliğinin içten yanmalı motorlu araçlara kıyasla daha düşük maliyetli olduğu bazı yönler açıkça görülse de, lastikler ve fren balataları gibi geleneksel araç parçalarının maliyetinin yaklaşık olarak aynı olmasını bekleyebilirsin.
